Select Page
Dijital Pazarlama
Müşterileriniz mutlu mu?

Milyoner olmak için. ne kadar da güzel bir gün. Bilgisayarınızı açtınız, google veya meta reklam panelini açtınız.

  • Reklamı ver
  • ve işte bu, yağmur gibi siparişler akıyor

Keşke her şey bu kadar kolay olabilseydi.

Merhaba, bugün; dijital dünyanın hızlı akışına biraz ara verip, aslında en önemli soruyu sormak istiyorum: Müşterilerimiz gerçekten mutlu mu?

Günümüzde her şey daha büyük, daha hızlı ve daha fazla gelir elde etmeye odaklanmış durumda. Reklamlar, web siteleri, dönüşüm oranları ve sosyal medya… Hepimiz bu büyümenin peşindeyiz. Ama bir adım geri atıp düşündüğümüzde, aslında en temel soruyu atlıyor olabilir miyiz?

Müşterilerimiz aldıkları hizmetten, üründen ya da bizimle olan iletişimlerinden gerçekten memnunlar mı? İşimizi yapıyor oluşumuz, onlara sunduğumuz değer, gerçekten onların ihtiyaçlarını karşılıyor mu?

Bu sorulara evet diyebilmek için, öncelikle işimizi, yani temelde ne yaptığımızı 3 aşamada gözden geçirmemiz gerekiyor. İşimizi nasıl daha iyi yapabiliriz? Bu süreci nasıl hızlandırabiliriz? Ve belki de en önemlisi, nasıl daha ekonomik bir şekilde sunabiliriz?

  1. İşin kalitesi: her şeyin başlangıç ve bitiş noktası bu aslında. Artık dünyada kopyalanamayacak ve başkası tarafından da sağlanmayan bir şey bulmak çok zor. Ama bir ürünün kopyalanması demek, aynı kalitede olacağı anlamına gelmez. Eğer ürününüz rakiplerinden daha iyi ise, daha pahalı olması bile bir avantaja dönüşebilir. Iphone’lar genel olarak en pahalı telefonlar, Apple bu ürünleri her sene yeniliyor, ama gene de dünyanın en değerli ürünlerinden bir tanesi. Daha ucuza, daha çok özellik iddiasına sahip binlerce model var ama herkesin çıtası her zaman Iphone.
  2. Zaman çağımızın en az bulunan değeri. Para, malzeme veya insan gücü her zaman bulunabilir. Ama zamanın yerine koyulabilecek bir şey yok. Eğer müşterilerinizin bu kadar dikkati dağınık halinde, onlara zaman kazandırabilirseniz, bir adım öne geçersiniz. Aynı ürüne bakan bir müşteri düşünün, A ürünü özellik ve hatta fiyat olarak daha ideal olsun. B ürünü ise daha çabuk size ulaşabilsin. Müşterilerin hemen hepsi, daha hızlı elde edebileceği ürünü tercih ediyor. Hatta bir adım daha ileri götürürsek, satışta ki önemli kurallardan bir tanesi de hızdır. Eğer müşteri ikna olduğu satın almayı o anda yapmaz ve sonra yapayım derse, büyük ihtimal o alış verişi bir daha yapmaz. Bu yüzden ki reklamcılığın en önemli ayaklarından bir tanesi zamana dayalı kampanyalardır.
  3. Müşteri ilişkileri: Bir restoranınız var diyelim. O kadar koşturmacanın arasında bir huysuz müşteri geldi. (huysuz kelimesi az kalır) önce masa beğenmedi, sonra menüye 30 dakika baktı, garsona soru soru soru sordu. En sonunda isteye isteye bir çorba siparişi verdi. Çorbanın daha tadına bakmadan şikayet etti. Hesabını öderken fiyata söylendi. Zaten çorbanızda güzel değildi dedi ve gitti. Bu müşterinizin restoranı terk etmesi ile beraber üzerinizden bir yük kalktı. Çokta haklısınız, kim böyle birisi ile uğraşmak ister ki? Hem ne de olsa, her gün restoranınızda 1-2 tane böyleleri ile karşılaşıyorsunuz. Bu işin doğasında bu var! – Dediniz ve bittiniz. Güzelim restoranınızın ölüm fermanına imzanızı attınız. Çünkü her gün mutsuz ayrılan 1 müşteri, ayda 30 müşteri, yılda 360 müşteri yapar. 2-3 sene içinde kendinize küstürdüğünüz 1000’in üzerinde müşteriyi kaybetmek ise size işinize mal olur. Günde 2 müşteri mi mutsuz? yılda 720 müşteri. Peki ya o huysuz müşterinin ailesi, arkadaşları. Hey huysuz, şu restorana gidelim mi? -Ay saçmalama, ben gittim, garson sinirli, fiyatlar yüksek, yemekler ise berbattı. Evet, hikayenin özünü anladınız. Mutsuz bir müşteri, binlerce dolar harcanan bir reklam kampanyasından daha fazla etkiye sebep olabilir. Bunun tam tersini de düşünmek mümkün. Tüm olumsuzluklara rağmen, mutlu edilen o müşteri, sizin markanızın en büyük elçisi haline dönüşebilir. onun bu huysuzluğunu bilen ailesi ve arkadaşları, eğer bizim huysuz burayı beğendiyse, kesinlikle mükemmel bir yerdir diye düşünecektir. Kıssadan hisse, herkes değerlidir. En ufak siparişi veren de, en büyük siparişi veren de, sürekli müşteri de, sadece bir kere gelen müşteri de kıymetlidir.
  4. Sürdürülebilirlik: insan 7’sinde ne ise, 70’inde de odur derler. Peki ya işletmeler. Açıldığı hafta yüzünde güller saçan bir işletme, 1 ay sonra aynı pozitifliği koruyabilir mi? veya size bir şeyleri satarken dünyanın en tatlı insanları olan o kişiler, ürün veya hizmetiniz ile ilgili sorun yaşadığınızda da aynı minnoşluktalar mı? yoksa sizi başlarından savmaya, suçu size mi atmaya çalışıyorlar? Mesele 100 metreyi kimin daha hızlı koştuğu değil aslında. Tüm mesele, uzun vade de kimin daha istikrarlı olduğu. Eğer 100 üzerinden 70’lik bir operasyon yürütüyor iseniz, 100 üzerinden 100’lük gibi davranmaya çalışmayın. Eğer simit satıyorsanız, pekin ördeği satıyor gibi pazarlama yapmayın. Hikayenizi doğru anlatın, ve o hikayeye her zaman sadık kalın.

Bu temel sorulara odaklandığımızda, dijital pazarlama ve diğer tüm detaylar zaten kendiliğinden şekillenecektir. Çünkü temelde sağlam bir yapı ve mutlu müşteriler olduğunda, geri kalan her şey çok daha kolay ilerler. Aslına bakarsanız, burada bahsetmeye çalıştığım konulara ve tabi ki buraya sığdıramadığım işletme konularına odaklanırsanız, dijital pazarlama ile elde edeceğiniz geri dönüşler çok daha keyifli ve güzel olur.

Güzel bir gün dilerim.

Sosyal Medyada Paylaş

Son Yazılar

Yapay Zeka (ilk önce) hangi meslekleri yerinden edecek?

Yapay Zeka!   Chatgpt ile yapay zeka hayatımıza girdi ve artık hiç bir şey bla bla bla Öncelikle düzeltelim, yapay zekanın varlığını ve adını bir çok kişi Chatgpt ile duymuş olsa da, YZ’nin ilk örneği Chatgpt değil.   YZ aslında uzun süredir aramızda.  ...

İŞİNİZDE REHİN MİSİNİZ?

1973’de bugün, şartlı tahliye ile salınan eski bir hükümlü, İsveç’in en büyük bankalarından bir tanesini soymak için Stockholm’deki şubesine girdi. Başarısızlık ile sonuçlanan ve 4 banka çalışanının 6 gün boyunca rehin alındığı bu soygun girişimi sonrasında, rehin...

NFT’LER KRİPTO PİYASALARIN ÇÖKÜŞÜNE SEBEP OLABİLİR Mİ?

Maymunlar, ayılar, japon samuraylar derken NFT’leri duymayanımız yoktur. Düşük çözünürlük bir jpeg dosyasına bu kadar para vermek saçma diye düşünenler, sizler için güzel bir haberim var; bu jpeg’ler ile kredi alabilirsiniz. Evet yanlış duymadınız. NFT’lerinizi ipotek...

Bora Uçak